18 Ekim 2013 Cuma

2'de 1


Birken iki olmak güzel.

İkiyken bir olmak kötü.

2 Ocak 2013 Çarşamba

Fotoğraf ile ibadet


Şişli Camii, İstanbul, 2012 © bizans



Camileri severim. İçinde hat eserleri varsa daha çok severim.

Ama dindar değilim, benim için ibadet bu hat eserlerini ve kubbeyi seyretmek.

6 Kasım 2010 Cumartesi

Anton Çehov



"Yazarın mübarek adını yazalım."

Olympus Mju-1, Ilford Pan 400, 29.10.2010

22 Eylül 2010 Çarşamba

film pour eprevues noir-et-blanc



Aylardan sonra Şahap abiye yani Pamuk ticarete uğradım, elimde batan bir gemiden almış olduğum bir yığın renkli film vardı, o kadar çok film vardı kı bir kısmını arkadaşlarıma hediye ettim ve filmler sonunda bitti. Ben de yeni almış olduğum Olympus Mju-1 şerefine 2 tane Kodak BW400CN aldım (Ilford XP2 400 ile Kodak arasında kararsız kaldım bir an, zaten fotoğraf hayatım Ilford ile Kodak arasında gidip gelmiştir, ikisini de seviyorum). Bu arada anlaşılmıştır sanırım yazının başlığı da bu kutunun üüzerinden bir alıntı. :)

Kodak BW400CN gayet güzel bir film, renkli banyo (C-41) yapılabilmesi nedeniyle benim gibi bütçesi kısıtlı olanlar için iyi bir alternatif. Biraz daha para bulabilirsem daha iyi bir film alırım.



Filmlerin hâlâ piyasada olması büyük mutluluk, dijital canavarın dişleri arasından şimdilik kurtulmuş görünüyor film teknolojisi, ama geleceği karanlık orası ayrı, şimdilik tadını çıkaralım diyorum.

Şahap abinin fotoğrafı: Ilford Pan 400, 2007.

9 Temmuz 2010 Cuma

Gidelim



Thomas Ruff fotoğrafa inanmıyormuş. (Radikal, Ayşegül Sönmez, 09.07.2010, sayfa 22)

"Artık fotoğraf çekilmiyor, aranje ediliyor." diyor Ruff.

Ruff'un fotoğrafla dalga geçmesi hoş aslında.

Ama en güzeli Grateful Dead dinlemiş olması, bir zamanlar punk takılması. Bu iyi.

Bence müzik zevki fotoğraflarından(!) daha iyi.

(Olympus XA, Kodak 400 tmax)

8 Temmuz 2010 Perşembe



Kahve saati.

(Olympus XA, Fuji 200)

20 Mayıs 2010 Perşembe

Stephen

Stephen

Hurufat ve fotoğraf, konu neyse artık, birlikte terennüm etmeye başlar, eğer arkadaş olmalarına izin varsa kimse bedbaht olmayacaktır.

Nihayet, yorgunluk kanatlarını açar, okunanlar unutulur, fotoğraflar gözlerin ardındaki arşivde yerini alır.

Her fotoğraf makinesi bir saate benzer, son sözü söyler ve dünya nihayet unutulur:

"İhtiyar saat, geceyarısının on iki kısık darbesini sonsuzluğa indirdi."


(Elga Dimt, Roc d'Enfer)