19 Mart 2006 Pazar


Geniş Açı, adı güzel kendi güzel güzel bir dergi.
Sema Kaygusuz'un "Yere düşen dualar" isimli kitabını okuyorum bu sıralar. Azar azar okuyorum. Çabuk bitmesin istiyorum. Kafka'nın Şato'sun, Dava'sını da böyle okumuştum. Harika bir kitap. Serin ve duru bir havası var. Bazen elinizi gözünüzü yakacak derecelere de çıkıyor. Kitabı okurken, kafama vuran, beni gıdıklayan cümleleri işaretliyorum. Hele şarapla ilgili betimlemeler daha bir ilgimi çekti. Hepsinin kenarına notlar almalıyım ikinci okuyuşta...

Kitaptan bir cümle:

"Havasız kalan üzüm karanlıkta can çekişerek kendi özüne kavuşmuş, ağır ağır insana dönüşüyordu." (s.57)

17 Mart 2006 Cuma


İstanbul'un sınırlarında bir yer.


İlk sayısal fotoğraf makinem olan Nikon D70'i nasıl anlatsam? Bu fotoğraf makinesi sadece bir fotoğraf makinesi değil benim çocuğum gibi, yani üçüncü çocuğum gibi demek istiyorum.

Filmli makinelerden çok kullandım. Evdeki dialara baktım da bu sabah, şimdi çektiklerimden çok daha iyilermiş! Olsun bu işi öğreneceğim...